HMK DEĞİŞİKLİKLERİ IŞIĞINDA "TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI" 30 Ekim 2020

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” İle İlgili Getirilen Değişiklikler Nelerdir?

28.07.2020 Tarih ve 31199 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak Yürürlüğe Giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun İle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması”   Hakkında Getirilen Değişiklikler ve Yenilikler Nelerdir?

28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“7251 Sayılı Kanun”) ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na da (“HMK”) birçok değişiklik ve yenilik getirilmiştir. Bunlardan biri de;

Ticari defterlerin davalarda delil olarak sunulması halinde tabi olunacak usuli düzenlemeleri içeren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesinin 3. Fıkrasına getirilen yenilikler ve değişikliklerdir.

 

Ticari Defterler Nedir?

Ticari defterler, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinde yer alan ilgili düzenleme gereği, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek, tacirlerin işletmeleri ile ilgili tutmakla yükümlü olduğu kayıtlar olarak tanımlanmıştır. Ticari defterleri tutma yükümlülüğü ticari işletmelerin kuruluşuyla başlamakta ve tasfiye olmaları halinde tasfiyenin sonuna kadar devam etmektedir.

Ticari Deftere Mahkemede Delil Olarak Dayanılabilir mi?

Gerçek ve/veya tüzel kişilerin ticaret yaşamında sonuç doğuran işlemlerinin yer aldığı kayıtlardan oluşan ticari defterler; tacirin veya ticari işletmenin denetiminde ve işletmenin yönetilmesinde önemli bir role sahiptir. Bunun yanı sıra tacirin veya ticari işletmenin taraf olduğu ilişkilerden uyuşmazlık doğması halinde olayı aydınlatacak niteliğe sahip belge olduğundan incelenebilmektedirler.

Diğer bir anlatım ile ticari defterlerin delil niteliği bulunmaktadır. Uyuşmazlığın aydınlatılmasında delil teşkil eden ticari defterler hem sahibi lehine hem de aleyhine delil olarak kullanılabilmektedir.

Ticari Defterler Kesin Delil mi, Yoksa Takdiri Delil mi Kabul Edilmektedir?

Ticari davalarda bir hukuki işlem takdiri veya kesin delillerle ispat edilemezse veya ispat edilmek istenmezse, ticari defterlerle de ispat edilebilir.

Defterlerin delil niteliği tartışmalı olup, takdiri veya kesin delil kavramlarından herhangi biri altına sokulmamış, ticari defterlerin sahibi lehine veya aleyhine delil olabileceği belirtilmekle yetinilmiştir.

Yargıtay’ın bazı kararlarında, defterler delil olarak kullanılırken defter kayıtlarının dayanağı olan belgelere göre delil niteliklerinin belirlendiğine rastlanmaktadır.

Delil Olarak Dayanılan Ticari Defterlerin Mahkemeye İbrazı Nasıl Olur? Her Ticari Defter Delil Olma Vasfına Sahip midir? Hangi Durumda Ticari Defter, Sahibi Lehine Delil Olmaktadır? Uyuşmazlığın Çözümü için Kimler Ticari Defterlerin Mahkemeye İbrazını İsteyebilmektedir?

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir.

Ticari Defterin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Kapsamında Delil Olarak Kabul Edilebilmesi için Ne gibi Şartları Taşıması Gerekmektedir?

Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır.

Ticari Defterlerin Sahipleri Lehine Delil Olarak Değerlendirilmesi İçin Hangi Şartların Bir Arada Olması Gerekmektedir?

Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir. Görüldüğü üzere 

ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir.

Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında “diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Diğer bir ifade ile kanun hükmü uyarınca ticari defterlerin sahibi için lehe delil niteliği taşıması için ayrıca;

a) Taraflardan en az biri tacir olmalı

b) Uyuşmazlık konusu, iki taraftan en az birinin ticari işletmesi ile ilgili bir hukuki işlem olmalı,

c) Sahibi lehine delil sayılacak defterler ticari defter olmalı,

d) Ticari defterler kanuna uygun olarak tutulmuş olmalı,

e) Bir tacirin tuttuğu bütün defterler birbirini doğrulamalı,

f) Karşı tarafın ticari defterlerinde ilgili hususta hiç kayıt olmamalı veya karşı tarafın ticari defterleri bu defterlere aykırı olmamalı,

şartlarını bir arada taşıması gerekmektedir.

HMK Kapsamında Ticari Defterlerin Sahibi Lehine Delil Olması İçin Kanunun Aradığı Şartlara 7251 Sayılı Kanun İle Ne Gibi Değişiklikler ve Yenilikler Getirilmiştir?

28.07.2020 Tarihinde Yürürlüğe Giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesinin 3. fıkrasına hem bir değişiklik hem de bir yenilik getirilmiştir.

Önceden kanunun aradığı şartlardan biri diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması iken, 28.07.2020 tarihinde getirilen değişiklik kapsamında artık bu koşul yerine;  diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemiş olması aranmaktadır.

28.07.2020 Tarihli kanun kapsamında aynı zamanda şartlara uygun olarak tutulan ticari defterin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı şeklinde bir yenilik de getirildi.

Bu durumda, 7251 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik ve yenilik dâhilinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılabilmesi için aranan yeni şartlar;

a) İki taraftan en az biri tacir olmalı,

b) Uyuşmazlık konusu iki taraftan birinin ticari işletmesi ile ilgili bir hukuki işlem olmalı,

c) Sahibi lehine delil sayılacak defterler ticari defter olmalı,

d) Ticari defterler kanuna uygun olarak tutulmuş olmalı,

e) Bir tacirin tuttuğu bütün defterler birbirini doğrulamalı,

f) Karşı taraf ticari defterlerini hiç ibraz etmemiş olmalı veya karşı tarafın ticari defterleri bu defterlere aykırı olmamalı,

g) Ticari defterine lehe delil olarak dayanan tarafın ticari defterinde de ilgili hususta kayıt bulunmalı şeklinde sıralanabilir.

Ticari işlemin yokluğunun ispatı konusunda var olmayan ilişkinin kaydının da tutulmayacağından bahisle ispat yükünün ağırlığı nedeniyle değişiklik getirilmiştir. Bu itibarla tek bir tarafın ticari defterinde bulunan kayıt ile karşı taraf aleyhine karar verilmesinden vazgeçilmiş ve ilgili maddenin lafzı, ticari defterini ibraz etmeyerek aslında ispat yükünü yerine getirmeyen taraf aleyhine sonuç doğuracağı şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik sayesinde diğer kanun hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin düzenlemelerle bir bütünlük sağlanmıştır.

Diğer Haberler